Okan Buruk’un yönetimindeki Galatasaray, Victor Osimhen’in 16. dakikada penaltıdan attığı golle İngiltere Premier Lig’in güçlü ekiplerinden Liverpool’u mağlup etti. Bu sonuçla Aslan, bu sezon Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk galibiyetini hanesine yazdırarak 3 puan elde etti.
BÜYÜK SÜKSE / TUNÇ KAYACI – FANATİK/
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Böyle bir ilk yarı oynadıktan sonra neden olmasın dedirten bir karşılaşmaydı. Rakip malum mapalı kutu değil Premier Lig’in lideri Liverpool. O zaman yapılması gereken iyi konsantre minumum hata ve rakibi baskıyla hataya zorlamak. Hemen hemen ilk 45 dakikada bunların hepsini yaptık belki gol penaltıdan geldi ama çok kiritik gol pozisyonları da yakaladık ama değerlendiremedik. Bu oyunda kilit olan orta alanımızdı. Okan Buruk; Lemina, Torreira ve İlkay’dan oluşan orta alan Liverpool orta alanına kafa tutarken boş topları da Yunus’un klas ayaklarına bırakmıştı. Nitekim önemli asistler da Yunus rakip savunmayı tehdit etmeyi başardı. Tabii ki bütçesi bizim 3 katı olan güçlü bir kadro karşısında hem gol ararken hem de gol pozisyonu vermemek çok kolay değildi. Nitekim öyle pozisyonlarda verdik ama savunma ve kalecimiz yerinde müdahaleler yaparak rakibe gol izni vermedi. Gerçekten rüya gibi bir ilk yarı oynadık ve soyunma odasına 1-0 önde girmeyi başardık. Gerçekten bu maç öncesi Frankfurt‘a 5-1 kaybetmenin moral bozukluğu ve tedirginliği ile çıkmıştık soru işaretleri çoktu. Okan Buruk ilk yarı itibarıyla bütün sorulara cevap vermişti ama asıl olan 90 dakikayı böyle bitirebilmekti.
SONUNU GETİREBİLMEK /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
İkinci yarı mutlak iki golü Osimhen ile değerlendiremedik. Nijeryalı golcü gerçekten atsa belki maçı erken koparma şansımız olabilirdi. 70’te Osimhen sakatlandı ve çıktıktan sonra Buruk’tan Sallai hamlesini gördük. Böyle dayanıklılık ve güç isteyen bir karşılaşmada Macar oyuncu, doğru bir tercihti. Şampiyonlar Ligi arenasında alınacak bir Liverpool galibiyeti büyük sükseydi ve Sarı-Kırmızılı ekip gerçekten kazanmak için büyük bir konsantre ile oynadı. Son bölümde Liverpool baskısı altında geçerken cansiparene savunma yapan bir Galatasaray vardı sahada. Gerçekten Şampiyonlar Ligi’nde geceyi damgasını vuracak bir oyunu güzel bir skorla bitirmek çok çok önemliydi.
MUAZZAM ENERJİ / CEM DİZAR – FANATİK/
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Maç öncesi oluşturulan genel atmosferin aksine tam da beklediğim gibi sahadaydı Galatasaray. Güçlü rakibe karşı güçlü oyun. Tıpkı bir önceki Frankfurt maçının ilk devresinde olduğu gibi. Fark, bu kez devreyi 1-0 önde bitirmiş olmalarıydı. Liverpool’un güçlü yanlarına güçlü engeller koyarken sol taraftan da Barış Alper Yılmaz’ın koşularına alan yaratacak kadar rakip savunmayı öne alacak uygulamaları hayata geçirdiler. Bunu da topla daha çok haşır neşir olan rakibi ceza sahası önünde kalabalık karşılayarak sağladılar. Lucas Torreira ile Mario Lemina’nın öncü kesiciliğinden sızanları da başta Ismael Jakobs olmak üzere savunmacılarıyla başarıyla erittiler. Evet penaltı öncesi üst üste ciddi üç tehlike yaşadılar kalelerinde ama devre sonuna doğru en az üç tehlikeli tehdidi de yaşattılar Liverpool kalesinde! Merak, bu direnci ve sayısal olarak az olsa da pratik ama olgun hücumları ikinci devre de sürdürüp sürdüremeyecekleriydi. İİkinci devreye Liverpool iyi başlamış görünse de Victor Osimhen ile biri gole çok yakın ciddi girişimleri sürdü Galatasaray’ın. Sakatlığın etkisini tam anlamıyla astlatamadığı gözlenen Osimhen geçen sezonki gücünde olsa Arne Slot ile bu sezon çok para harcayan Liverpool’u İİngiltere’de tartışmalı günlerin bekleyeceği muhakkaktı.
OYNANMADAN KAZANILMAZ /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Uğurcan Çakır’ın da kurtarışlarıyla son bölüme önde giren Galatasaray tüm sahayı muazzam bir enerjiyle kaplayarak maçı galibiyet dengesinde tutmayı başardı. Sona doğru Liverpool düzenli oyundan uzaklaşıp ‘ihtimal belirsizliği’ne top atmaya başlayınca Okan Buruk’un şöhretli transfer Leroy Sane’siz planı enerjiyle de birleşince Galatasaray maçı kazandı. Yani neymiş? Hiçbir maç oynanmadan kazanılmadığı gibi peşin peşin de kaybedilmiyormuş. Futbol bir kez daha gösterdi ki her güçlüğün mutlaka bir çözümü bulunuyor.
Galatasaray dün Liverpool karşısında sadece futbol oynamadı. Sahada kavga etti, gerçek anlamda savaştı! Kolay değil, tarihin en iyi Liverpool kadrolarından biri, son Premier Lig şampiyonu, sezonun Şampiyonlar Ligi favorilerinden!
FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray kendi tarihinde hiçbir zaman savunma yapan ve dahası savunma yapmayı becerebilen bir takım olmadı. Galatasaray’ın genetik kodlarında hiçbir zaman savunma olmadı. Rakip kim olursa olsun hücum etmek oldu. ‘Haddimizi bilerek oynayalım’ klişesi vardı. Galatasaray dün gece haddini bilmedi, haddini bildirdi! Rakibe baskı yapabileceğin en uç noktaya kadar çıktı üstünde sarı – kırmızılı parçalı forma olan 11 oyuncu!
JAKOBS-SINGO! /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Sahada kaleci Uğurcan Çakır’dan ileri uçtaki Osimhen’e kadar bütün takım üstündeki formanın ve ay-yıldızın hakkını vererek oynadı. Ama bu iki isme özel bir parantez açmak lazım. Jakobs, 60 dakika boyunca Frimpong’a uzatmalarla beraber yaklaşık 40 dakika da Salah’a adım attırmadı. O kadar yakın savunma yaptı ki neredeyse rakip oyuncunun formasının içine girecekti.
/
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Singo… Önce Gakpo’yu sonra Isak’ı durdurmayı başardı. Bunları yaparken de zaman zaman rakibin hızlı hücumlarına önde yakalanan Davinson’un yerini kapattı. Galatasaray dün gece tribünlerdeki muhteşem taraftarlarıyla tarihi bir zafere imza attı. Şimdi bu maçı unutup Beşiktaş maçına mental ve fiziksel olarak hazırlanmak ve o maçı da kazanmak gerekiyor ki Liverpool galibiyeti taçlandırılsın.
BÜYÜK İŞ / SERKAN AKCAN – FANATİK/
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray, Liverpool karşısında harika bir ilk yarı çıkardı. Crystal Palace, 3 gün önce santrforu Mateta’yı Bradley ve Konate’nin üzerine sürüp Liverpool savunmasını sağ taraftan müşkül durumlara düşürüp yenmişti. Okan Buruk’un o maçtan çıkardığı önemli analizler olacağını varsayarak Arne Slot, oyunu geriden sağlıklı kurmak adına Szoboslai’yi sağ bek, Frimpong’u sağ açıkta kullandı. Okan hocanın en işine yarayan tercihin bu olduğunu söylemek gerek. Barış Alper fizik olarak hem Frimpong hem de Szoboslai’ye üstünlük kurdu. Zaten penaltıyı kazandığı pozisyon klasik bir Barış Alper setiydi. Liverpool’un hücumdaki top kaybı sonrası İİlkay Gündoğan’ın nefis pasını önüne alan Barış Alper Szoboslai’nin üzerine gidip penaltıyı aldı. Osimhen’in penaltısı maçın momentumunu Galatasaray’a getirdi.
OYUNA AKIL KATTI /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray’da Torreira, İlkay, Barış ve Osimhen özellikle ilk yarıda çok büyük oynadılar. Zaten Liverpool’a karşı kazanmak için herkesin maksimumunda oynaması gerekir. Torreira, Liverpool orta sahasına büyük üstünlük kurdu, top kazandı ve doğru pas tercihleriyle atakları başlattı. İİlkay Gündoğan müthiş bir akıl katıyor oyuna. Dün gece Liverpool’a karşı tüm takımın oyun aklıydı, zekasıyla Osimhen’i, Barış’ı, Yunus’u doğru yerlerde topla buluşturdu.
SAHANIN EN HIZLISI /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Osimhen, sakatlık sonrası tam anlamıyla sağlığına kavuşmamış olabilir ama Liverpool’a karşı sahaya büyük bir karakter koydu. Konate ve Van Dijk’ın arkasına yaptığı tüm koşulara cevap aldı, sahanın en hızlısıydı. Konate’den kaptığı topta karşı karşı kaldığı pozisyonda topu Allison’a nişanlamasa maçı çok erken bitirebilirdi. Sakatlanıp çıkana kadar resmen kanının son damlasına kadar mücadele verdi. Okan hoca Sane’yi oyuna hiç almadı, Osimhen’in yerine Icardi’yi değil Sane ve Sallai ile devam edip baskı kalitesini koruyabilirdi. Icardi sonrası Liverpool baskısına direnmek için tüm takım ekstra savaşmak zorunda kaldı.
GALATASARAY’IN ONURU! / HAMİT TURHAN – FANATİK/
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Hayatta en tehlikeli durum, karşınızdaki bir insanın, bir kurumun, bir topluluğun, bir camianın, bir milletin, bir ülkenin onuruyla oynamaktır. Onları itibarsızlaştırma çabasına girişerek hak etmedikleri şekilde kural dışı saldırmaktır. Yalan, iftira ve manipülasyon yöntemleriyle rakibiniz olan zümreye bel altı vurmaktır. Bunu yaparak rakibinize zarar vereceğinizi düşünürsünüz ama aslında yaptıklarınızın tam tersi bir etki yaratacağını hesaba katmazsınız! Örnek; Atatürk ve Kurtuluş Savaşı!
TAM TARAFTARIN ÜMİDİ KIRILMIŞKEN… /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray’ın bu sezon yaşadığı da tam olarak budur aslında. Her ne kadar bazı kilit noktalara, takım bütünlüğünü sağlayacak, teknik direktörün rotasyonda elini güçlendirecek transferler yapılamadıysa da başta Osimhen olmak üzere kadroya çok önemli oyuncular dahil edildi. Üstelik büyük maliyetlerle… Bütün bu yatırımların amacı Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmaktı. Ligi zaten bir şekilde götüreceği herkes tarafından dile getiriliyordu.Gelgelelim Galatasaray, son üç haftada taraftarlarının ümidini kıracak bir oyun tarzı ve skorlarla futbol kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Eintracht Frankfurt karşısında alınan farklı mağlubiyet, ligde Konyaspor ve Alanyaspor karşısında üç puan alınmasına karşın sergilenen son derece berbat futbol, tarihinin en iyi kadrolarından birine sahip olan ve adeta robotik bir makine düzeninde oynayan Liverpool karşısında Galatasaray’ın ağır bir hezimete uğrayacağı yönünde beklentilere yol açmıştı.
RAKİP VE YANDAŞ TROLLER /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Bu beklenti, Galatasaray taraftarının geceleri kabusu olurken, rakip taraftarların ise gerek sosyal medyada gerekse çeşitli basın yayın platformlarında Galatasaray’la dalga geçer tarzda yorumlarına yol açmıştı. Sarı-Kırmızılı takımın, yıllar önce Beşiktaş’ın yaşadığı 8-0’lık faciaya benzer bir akıbete uğrayacağı, belki daha da kötü bir skorla karşı karşıya kalacağı yönünde tahminler, daha doğrusu temenniler (!) her türlü kitle iletişim aracında dile getiriliyordu. Bu konuda akla hayale gelmeyecek yayınlar yaparak Türkiye Süper Ligi’nin son üç sezonun şampiyonu, bu sezonun da ilk 7 haftasının puan kayıpsız liderini yerin dibine sokuyorlardı. Tabii, rakiplerin bu troll ordusuna Fatih Terim ve Arda Turan lobisi de eklenince başta Okan Buruk olmak üzere tüm takımın dengesi alt üst oluyordu. Gerek teknik heyetin taktiksel gerekse futbolcuların saha içinde yaptıkları basit hatalar bunun en açık göstergesiydi.
GALATASARAY, AVRUPA’DA DAHA YOLUN BAŞINDA /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Liverpool şu anda Yeryüzünün en pahalı ve en oturmuş takımlarından biri. Şampiyonlar Ligi’nin de en büyük favorilerinden… Galatasaray da önemli yatırımlar yaptı Şampiyonlar Ligi için. Lakin, Liverpool, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, PSG, Manchester City gibi takımlarla kıyaslandığında, o kulvarda, bizim ligimizdeki Galatasaray-Fenerbahçe karşısındaki Konyaspor, Kasımpaşa, Başakşehir, Gaziantep vb. takımlar gibi kaldığı bir gerçek. Bu nedenle Galatasaray’ı yönetenlerin çıtayı çok yükseklere çıkarması stratejik bir hataydı. Çeyrek final, yarı final, hatta final değil, ligde gidebildiği yere kadar gitmesi daha gerçekçi bir hedef olacaktı! Bunu sakın vizyonsuzluk olarak algılamayın, karşınızdaki takımların bütçesi en iyi yönetilen Galatasaray’ın bütçesinin beş katı. Burada asıl olan Şampiyonlar Lignin müdavimi olmak!
BAŞARININ MİMARI KESİNLİKLE OKAN BURUK’TUR /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Neyse… Bütün bunlar geçmişe yönelik eleştiriler. Geçmişle yaşayamazsın. Geçmişten ders alarak geleceğini şekillendirirsin. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk dün gece işte aynen bunu yaptı. Liverpool denen futbol makinesine karşı aynı tarzda karşılık verecek bir ilk 11’le sahaya çıktı Okan Hoca. Ve Sarı-Kırmızılı futbolcular o karşılığı maçın büyük bölümünde verdi de… Onlar kadar, belki de daha fazla mücadele etti Okan Buruk’un öğrencileri. Defans kurgusu da, orta saha da, forvet hattı da olabilecek en ideal kadroyu teşkil ediyordu. Okan Hoca’nın teknik ve taktik tercihlerinin ne kadar doğru olduğunu da zaten kısa zamanda ispatladı sahaya çıkan 11 Aslan. Galatasaray’ın onuruyla, gururuyla kimsenin oynayamayacağını, dünyanın en iyi takımlarından birine karşı verdikleri kora kor mücadeleyle tüm yer küreye ispatladılar.
GALATASARAY’I HAFİFE ALANLAR YANAR /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray’ın olmazsa olmazı Barış Alper önce bir yokladı Liverpool kalesini, Alisson başarılıydı. BAY, bu pozisyonda biraz çevre kontrolü yapıp Osimhen’i görse daha maçın başında skor 1-0 olacaktı. Aynı Barış Alper kısa bir süre sonra Liverpool duvarını bir kez daha delerek ceza sahasına girince Szoboszlai tarafından tokatlanınca Kırmızı Şeytanlar’ın kaderi o dakikada yazılmış oldu. Osimhen’in, kalecinin kıpırdamasını bekleyerek yaptığı penaltı vuruşu ise Galatasaray’ın asla hafife alınmayacak bir dünya futbol fenomeni olduğunun en açık göstergesiydi.
UĞURCAN ÇAKIR İYİ DEĞİL, BÜYÜK KALECİ /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Golün ardından Liverpool yine baskı kurdu Galatasaray kalesinde. Lakin, Singo-Davinson-Abdülkerim-Jakops’tan oluşan savunma hattı, orta alanın sigortaları Torreria ve Lemina’nın da katkılarıyla taraftarın yüreğini ağzına getirecek pozisyonlar vermediler. Bu başarılı savunma aşıldığı zamanda da sahneye Uğurcan çıktı ve Liverpool’un puan ümitlerini Ali Sami Yen’in çimlerine gömdü. Uğurcan demişken; bence Galatasaray kalesi bundan böyle en az 10 yıl emin ellerde. Uğurcan’ı herkes iyi kaleci olarak bilirdi ama gerçek onun çok büyük bir kaleci olduğudur. Son bir kaç maçtır bunu dosta düşmana ilan etti, tecrübeli eldiven.
RAKİPLERİNİN HEVESİNİ KURSAĞINDA BIRAKTI /
Next Paylaş
Facebook’da Paylaş
Twitter’da Paylaş
Whatsapp’da Paylaş
Galatasaray dün gece sezonun kırılma maçında kusursuza yakın bir futbol ve mücadele örneği vererek hem Şampiyonlar Ligi’ndeki iddiasını sürdürdü hem de lig için moral buldu. Liverpool maçında alınacak kötü bir skor camiayı karıştırmasının yanı sıra, başta, hafta sonu oynanacak Beşiktaş derbisi ve sonraki lig serüveni için de Cim Bom için alarm zillerinin çalması anlamına geliyordu. Yaşlı kurt Sergen Yalçın ve Beşiktaş da aslında böyle bir tökezlenmeyi bekliyordu. Ama Siyah-Beyazlılar için şimdilik evdeki hesap çarşıya uymadı! Ama bakıyorum Çarşı, maça hakem uydurmaya çalışıyor! Mamafih, başlarında Yetenekli Bay Ripley’i andıran Ali Koç gibi bir başkanları yok! Bütün bunlara ilaveten, Liverpool maçı, Okan Buruk’un ideal kadrosunun nasıl olması gerektiği konusunda yeterince fikir sahibi olmasına da yol açtı. Hani, bir musibet bin nasihatten iyi derler ya, Okan Hoca için musibet olabilecek bir Liverpool maçı felakete dönüşmeden nimete dönüştü! Rakipleri için ise büyük soru işaretlerine!..
Haber Kaynak : CNNTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”