100 YAŞINI GEÇENLERDEN SAĞLIKLI YAŞLANMA TÜYOLARI: Vitamin ve Mineral Takviyesi Yok, Glutensiz Beslenme Yok, Kronik Hastalık Yok… Peki Ama Nasıl?

Haberin DevamıHaberin Devamı


Uzun yaşayan ve hastalık görmeyen Hunzalıların yediği içtiği her şeye Hunza Diyeti denilmektedir. Pakistan’ın kuzeyinde bir vadide yaşayan Hunza topluluğunun beslenmesinde göze çarpan ilk detayın çiğ sebzeleri bolca yedikleri ve doğal işlenmemiş dağ suyunu bolca içmeleri diyebiliriz. Bolca ekmek yiyen bu toplulukta rafine undan değil tam tahıllardan yapılan mayalı ekmekler sofralarının baş tacı.


Abhazya Cumhuriyeti Kafkasya bölgesinde özerk bir bölgedir. Bu bölgede sağlıklı, hastalıklara yakalanmadan yaşayan çokça 100 yaşını geçkin yaşadığını söyleyebilirim. Bu toplumun temel beslenmesinde yumurta, tereyağı, lor dahil tüm peynir çeşitleri, süt, yoğurt, ekşi krema, bol çeşitli taze sebze, meyve, taze otlar ve baharatlar olduğunu belirtmeliyim. Dovgha adını verdikleri bezelye ve yoğurttan yapılan çorbalarına uzum yaşamı atfeden Abhazyalılar bezelye, baklagil ve tahılları çokça tüketiyorlar. Abhazyalıların Hunzalılardan önemli bir farkı var beslenme düzenlerinde. Abhazya’da hamur işleri az ama etle harmanlanarak yapılıyor. Fakat ekmeği yaşam boyu fazla yemiyorlar. Hayvansal yağ kullanıyorlar ancak tedrici miktarda. Ispanak, bezelye, dereotu, taze nane, taze fesleğen, taze kişniş, tarhun otu, maydanoz en sık yediği sebzeler Abhazyalıların. Abhazyalılar “Hayvansal yağı az yiyoruz ama sebzeler bol olduğu için hayvansal yağ bize hastalık yapmıyor” diyorlar. Buna inanıyorlar. Endüstriyel şeker yerine bal doğal şekerleri. Ulusal tatlıları olan helva, phaklava ve shakarburayı şerbet yerine bal ile lezzet veriyorlar. Ve uzun yaşamlarının sırrını yoğurda bağlayan Abhazyalılar; sindirim sistemlerinin güçlü olmasını düzenli yoğurt yemelerine borçlu. Ve yoğurda mutlaka sarımsak ekliyorlar. Et yemeklerinin yanında mutlaka yoğurda yer açıyorlar. Bizde olduğu gibi ayran milli içecekleri. Sarimsagli Gating dedikleri sarımsaklı yoğurdun kolesterol düşürücü etkisinden yararlandıklarını, dolaşım sistemlerinin tertemiz olmasını buna bağlıyorlar. Lahana, domates, kereviz, mısır, taze fasulye, ıspanak gibi sebzeler; elma, böğürtlen, nar, yeşil elma, karadut ve kiraz gibi meyveler en sık ve çokça yedikleri taze meyveler. Kırmızı eti kuzu eti olarak tercih ediyorlar. Peynirsiz bir gün geçirmiyorlar. İnek ve keçi peyniri çoğunlukla yediği peynir çeşitleri. Ve bolca çay içiyorlar. Aynen bizim gibi siyah çay.

Ekvador And dağlarında küçük bir kasaba uzun yaşamın sırlarını barındıran sırlarla bizleri kucaklıyor diyebilirim. 100, 120’li yaşlara kadar yaşayan insanların olduğu bu kasabada ilk ön plana çıkan beslenme faktörünün kolloidal minerallerden zengin suyu içiyor olmaları diyebiliriz. Emilimi yüksek pH dengesi iyi olan bu suyun onları zinde ve uzun yaşattığına inanıyorlar. Vilcabamba Diyeti de diğer uzun yaşayanların beslenmelerinde olduğu gibi sebze ve meyve ağırlıklı. Özellikle mandalina bu bölgenin ana besinlerinden biri. Salatalarına dahi mandalina sıkıyorlar. Portakal, muz, böğürtlen, incir, papaya diğer yedikleri meyveler. Patates ise ana sebzeleri. Bu toplulukta avokado en ayrıcalıklı diğer besin. Avokado temel yağ kaynakları. Oleik asit ve antioksidanlardan zengin avokado onların her türlü yemeklerinin yanında mevcut. Az kırmızı et bol tavuk yiyen balığa bölge koşulları sebebiyle ulaşamayan Vilcabambalılar tahılların kraliçesi dedikleri kinoayı da bolca yiyorlar Obezite, kanser, diyabet, kalp hastalıkları bu bölgede uzun yaşayanlarda neredeyse yok denecek düzeyde. Fit ve kas kütleleri iyi olan bu topluluğun yediklerinin yüzde 70-80 çiğ besinlerden oluşuyor. Baklagillerden siyah fasülye yiyen bu insanlar yoğurdu da keşfetmişler İnek ve keçi sütü bolca içen bu toplulukta işlenmiş besinler mevcut değil. Aktif ve basit bir yaşam sürüyorlar.
Haber Kaynak : CNNTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”